26 Mayıs 2010

Manzaramız tam olarak budur...

Yeni Şafak yazarı Ali Murat Güven'in yazısından millet olarak kültürel açıdan ne halde olduğumuzu gösteren acı bir tespit:
Son Berlin Film Festivali'nde "Altın Ayı" ödülünü kazanan Semih Kaplanoğlu filmi "Bal", sinemalarımızda 9 Nisan Cuma günü 32 kopyayla gösterime girdi. O tarihten bu yana geride bıraktığı 6 haftada ise Türkiye çapında toplam 30 bin 68 kişi tarafından izlendi ve 284 bin 283 lira hasılat yaptı. Bu hasılat da filmin yapım maliyetinin en fazla sekizde birine karşılık geliyor.

Öte yanda, "Bal"dan yalnızca bir hafta önce 77 kopyayla gösterime giren ve kocasının çapkınlıklarına kızan evli bir kadının evli bir erkekle evlilik dışı cinsel ilişkisini "gülünç" bir tonda anlatmayı deneyen "Herkes mi Aldatır?" adlı film ise toplam 7 haftada 62 bin 270 izleyici ve 569 bin 411 lira hasılat elde etmeyi başardı. Bu rakam da anılan filmin yapım giderlerinin en az yarısına karşılık gelmekte...
Son beş yıl içinde gösterime sunulan bütün yerli ve yabancı filmlerin hasılat raporlarını http://www.boxofficeturkiye.com/ sitesinde inceleyebilirsiniz.
Sadece bu değil; olayın kitap ve gazete  boyutunda da içler acısı bir hal var. Türkiye'nin en çok okunan gazetelerinin sitelerine (birkaç istisna hariç) insanın utanıp sıkılmadan girebilmesi çok zor. Dizilerimizin hali de ortada. Yayıncılar birinci suçlu denebilir fakat rağbet görmeseler bu derecede gayrı ahlakîlik olur muydu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder