24 Mayıs 2010

Ban ki-Moon Boğaziçi’ndeydi



Bu Cuma okulumuza Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban ki-Moon geldi. Amerikan yapısı olan Güney Kampüs’teki Albert Long Salonu Boğaziçi’nden öğrenci ve hocalarla tıklım tıklım doluydu.

Moon’u görünce şaşırdım çünkü gazetelerdeki resimlerine göre daha uzun boyluydu. Tayyip Erdoğan’ın yanında hayli kısa görünüyordu halbuki. Güler yüzlü ve sempatik bir insan. Çinlilere karşı aramızda tarihten gelen bir soğukluk var gibidir. Ama Koreliler ve Japonlar nedense bize sempatik gelir. Harvard mezunu Moon mükemmel İngilzcesine biraz Kore aksağanı katarak konuşunca bu onu oldukça sevimli yapıyordu. Üstelik arada bizi neşelendiren Türkçe ifadeler kullandı. Teşekür ederim, iyi gunler, hos geldiniz gibi Türkçe ifadeler neyse de dünyadaki değişimi anlatırken kullandığı ‘eski tas eski hamam’ ve Türkiye için onun yerine önerdiği ‘yeni tas, yeni hamam’ ifadeleri oldukça hoş oldu.

Konuşmasında genelde herkesin bildiği şeyleri anlattı. Ayrıca genç üniversitelileri öven ve her Türk’ün hoşuna gidecek şekide ülkemizi öven sözler kullandı. Türkiye’nin son zamanlarda cesaretle sesini duyurmaya başladığını, Yunanistan ve İran’da çok önemli işler yaptığını anlattı. İspanya ile ortak olarak sürdürdüğümüz BM’nin Medeniyetler İttifakı projesinden bahsetti. Türkiye’nin ve geleceğin yöneticisi olacak biz genç Türklerin daha fazla inisiyatif almamızı istedi. Türkiye’nin Ermenistan ve Kıbrıs konularında daha fazla atak olmasını istedi. Davutoğlu’nun komşularla sıfır problem politikasını övdü. Irak, Afganistan ve Pakistan gibi dünyanın sancılı bölgelerinde okullar açan ve oralarda iş adamlarıyla var olan Türkiye’nin dünyada sesini daha fazla duyuracağını söyledi.

Daha sonra Kore Savaşı’ndan bahsetti. Birleşmiş Milletlerin ilk misyonunda Türk askerlerinin birçoklarının nereye gittiklerini dahi bilmeden iki ay gemi ile yolculuk yapıp Kore’ye geldiklerini ve nasıl kahramanca savaştıklarını anlattı. BM’nin sahip olduğu tek mezarlık olan Pusan’daki mezarlıkta pekçok şehidimizin olduğunu söyledi. Türkiye’de pekçok gazi ile tanıştığını anlattı. ‘Koreli’ tabirini Türkçe olarak ifade etti.

Ban ki Moon’un kendi memleketi olan Kore hakkındaki cğmleleri elbette samimiydi ve Türkiye’ye duyduğu hislerde bir yapmacıklık hissetmedik. Bu samimiyeti o kadar fazla ki 2002 Dünya Kupası üçüncülük maçından sonra G.Kore’yi yenmemize rağmen fazla sevinmeyip onları kucaklamamızı (futbolcularımız aralarına Koreli oyuncuları alarak bir daire oluşturmuşlardı, öyle bir dostluk gösterisi ne önce ne de sonra bir daha yaşanmadı Dünya Kupalarında)hayranlık duyguları ile anlata anlata bitiremedi.

Ban ki Moon, her ne kadar büyük ülkelerin kafasına göre hareket edip dünyayı karıştırmalarına engel olamayan, dünyadan zulmün kalkmasını sağlayamayan bir kuruluşun lideri olsa da bize kendini sevdirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder