22 Mart 2010

Okudukça: Martı Jonathan Livingston


Richard Bach'ın Martı Jonathan Livingston isimli kitabı oldukça ilginç bir kitap. İçinde insanlardan hiç bahsedilmiyor, tamamen martıların anlatıldığı modern bir fabl gibi. 1970'te yazılmış ve artık bir klasik sayılıyor. Yazar Richard Bach aynı zamanda bir pilotmuş. 95 sayfalık kitabın üçte biri siyah beyaz martı resimlerinden oluşuyor.

Bu kitabı Yenilikçi Öğretmenlik şeklinde çevirebileceğimiz bir dersin hocası tavsiye etmişti. Her eğitimci Martı ve Saint Exupery'nin Küçük Prens'ini okumalı demişti.
Hikayenin kahramanı olan martı hayatın yiyip içmekten ibaret olmadığını düşünüyor ve hayatın anlamını arıyor. Bunu da değişik uçma stillerini çalışarak yapıyor. Kısa zamanda yeteneklerini geliştiren Jonathan binlerce yıllık martı tarihinde görülmemiş hızda değişik uçuş stilleri geliştiriyor. Onun bu mahareti gelenekçi ve öğrenmekten korkan toplumca dışlanmasına sebep oluyor ve ölüme terk ediliyor.

Ancak en umutsuz anında hayatına bambaşka bir pencere açılıyor ve o öğrenmenin sınırsız dünyasında yepyeni ufukları keşfediyor.

Kitabı okurken Özdemir Asaf'ın şu şiiri aklıma geldi:
Uzağa değil usta
Öteye, hep öteye gitti.
Yalnızlığı ondandır


Evet yeni şeyler öğrenmekten korkan insanoğlu pekçok önderi bu şekilde dışladı tarih boyu. Başta peygamberler olmak üzere, manevi önderler, bilim adamları, aydınlar,sanatçılar..vd. Siz de düşünseniz bugün toplumun kendisini anlayamadığı veya anlamak istemediği ve bu sebepten vatanını terk etmek zorunda kalan pekçok şahsiyet bulabilirsiniz, günümüzde bile.

Ayrıca müstakbel bir eğitimci olarak yeni nesil idealist öğretmenlerin eski usulleri uygulama ısrarları ve genç öğretmenleri yeni yetme heveslerin peşinde koşan ama birşey bilmeyen çaylaklar olarak nitelendirmeleri aklıma geldi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder