16 Mart 2010

Okudukça: Diri Gömülen-Sadık Hidayet



İranlı yazar Sadık Hidayet’i Boğaziçi Üniveritesi Kütüphanesi’nin rafları arasında dolaşırken keşfettim. Diri Gömülen isimli 1930larda yazdığı hikaye kitabını ödünç aldım. Daha önceleri muhalif kişiliği nedeniyle İran’da eserlerinin yasaklandığını duymuştum ve bir nevi Selman Rüştü gibi bir imajı vardı zihnimde. Ancak arka kapaktaki İran edebiyatını tanıma adına iyi bir başlangıç yorumu beni etkiledi ve ödünç almaya karar verdim.

Wikipedia’da kendisi şöyle anlatılıyor:
Sadık Hidayet, İran Dili ve Edebiyatını uluslararası çağdaş edebiyatın bir parçası haline getiren yazar olarak kabul edilir.

Hayat hikayesini kısaca okuduğumda onun batıya tahsil için gidip karşılaştığı kültür şokuyla bunalımlara sürüklenen tarzının bizim aydınlarımıza ne kadar benzediğini keşfettim. O da kendi ülkesinde liseyi bir yabancı kolejde(Fransız Lisesi) bitirmiş. Ancak orta yaşlarında Hindistan’a gidip Sanskritçe öğrenmişliği de var.
Hayatını bir intiharla noktalamış. Zaten Diri Gömülen isimli bu kitabın ilk hikayesinin kahramanı da pekçok kez deneyip ölemedikten sonra ölmeyi başaran(!) bir kişi. Yazar bu hikayeyi yazarken acaba 22 yıl sonra kendisinin de intihar edeceğini biliyor muydu acaba, ya da intihar edip de bir türlü ölmeyi beceremeyen kişi kendisi miydi?

Kitabın en sevdiğim hikayesi Ölü Yiyenler, ölen eşin arkasından miras kavgasına düşen bir eş ve kumasının kavgasını anlatıyor. Ancak kocaları aslında ölmeyip kalp krizi geçirmiştir ve eve geri döndüğünde iki kadın da korkudan riyakar tvırlarını borakıp gerçek yüzlerini gösterirler.
Karamsar ve pek de hoşuma gitmeyen öykülerden oluşuyor kitap. Yine de ilginç bir deneyim oldu benim için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder