7 Mart 2010

Okudukça: Anayurt Oteli


Yusuf Atılgan'ın Anayurt Oteli isimli kitabını iki günlük bir otobüs yolculuğunda okudum. Zaman zaman ağır üslubuyla okuyanı yoran bir kitap. Kahramanın eski akrabalarını anlattığı bölümler (aslında karmakarışık bir sırayla düşünüyor)dikkat dağıtıyor. Karakterleri sağlıklı bir şekilde aklıda tutmak oldukça zor. Yazarın bu sıkıcı gibi duran üslûbu toplamda inanılmaz bir orijinalliğe ulaşıyor. Ve bu roman niye bu kadar ünlü anlıyorsunuz.
Ana karakter Zebercet'in pekçok hareketi insanı iğrendiriyor ama yazar bilerek ve inatla bu ayrıntılı anlatımını kitabın sonuna kadar sürdürüyor. Tabii bu beni oldukça rahatsız etse de kitap orijinalliğini biraz da buna borçlu.
İkinci rahatsız edici husus da konak(otel eski bir konak) ve çevresindeki kişilerin pekçok ahlakdışı işlere bulaşmaları.Kimi yengesine aşık, kimi konaktaki beslemeye tecavüz etmiş(o da içine atmış ve bu normal hale gelmiş),kimi kendini asıyor,kimi sebebsiz yere insan öldürüyor. Zebercet de temizlikçi kadınla evlilikdışı ilişki içinde. Acımasızca onu ve bir kediyi öldürüyor. Otele erkek-bayan pekçok sapkın insan alıyor. Geceleri odaları dinliyor. Otel parasını zimmetine geçiriyor. Benim değerlerime ters daha pekçok iş gerçekleştiriyor. Okurken bazı noktalarda yazar bunları yaşamadan yazamaz diye düşündüm.
Neticede Zebercet gibi insanlar yok mu var ancak insan toplum bu kadar mı bozuldu diye düşünmeden edemiyor. Tartışmasız sıradışı bir kitap ve herşeye rağmen okumaya değer. Sonradan öğrendiğime göre Ömer Kavur eseri 1986'da sinemaya uyarlamış ve bir sürü ödül almış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder