San Pedro Manastırı’nın Kütüphanesindeki Beddua:
“Kim ki bir kitabı sahibinden çalar, ödünç alır ve geri vermez, kitap elinde yılan olsun. Her yanına inme insin, tüm uzuvları işe yaramaz olsun. Acılar içinde kıvransın. Merhamet dilenmek için yalvarır olsun. Acıları yoklukta şarkı söyleyene değin dinmesin. Ölmeyen yılana karşın, kitap kurtları kemirsin bağırsaklarını. Son cezasına giderken, cehennemin alevleri yutsun onu”.Bir Kitaplık Kazası:
Partice Moore adlı bir adamcağız, New York'taki evinde, yıllardır biriktirdiği kitap ve dergi yığınlarının altında kalır. Ancak iki gün sonra, komşularının haber verdiği itfaiye ekiplerinin bir saati bulan çabalarıyla kurtulur.Kitap Evler:
Kitap toplumsal olarak öylesine dokunulmaz bir nesnedir ki, neredeyse bir tek onun bağımlılığı göze hoş görünür. Erol Üyepazarcı'nın evinin üç odası yetmezmiş gibi banyosunu da kitaplığa dönüştürmesi, Gülçin Çandarlıoğlu'nun kitaplardan kendisine yer kalmadığı için ayrı bir daireye taşınmak zorunda kalması ve İlber Ortaylı'nın kitaplarına bir değil üç ev tahsis etmesi en fazla, alkışlanası tuhaflıklar olarak kabul edilir. Doğan Hızlan'da tuhaflık tuhaflık üstüne biner, yekun dolayısıyla aradığını bulamayan Hızlan, aynı kitabı tekrar tekrar almak zorunda kalır kimi zaman.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder