18 Haziran 2010

Medeniyet ve Tesettür

Ali Bulaç’ın 12 Haziran tarihli Zaman Gazetesi’nde çıkan Yeryüzü Bahçesinin Çocukları isimli yazısından:

120 ülkeden 750 çocuk. Afrika'dan Latin Amerika'ya, Asya'dan Avrupa'ya dünya çocuklarının bir geçidine şahit olduk. 8. Türkçe Olimpiyatları'nın kapanış töreni muhteşemdi.

Haliyle herkes bu olayı farklı perspektiften gördü ve algıladı. Herkesin gördüğü ve çizdiği resim farklıdır.

Yerel/yöresel kıyafetleriyle 120 ülkenin çocuklarını seyrederken, beşeriyetin ne kadar zengin bir çeşitliliğe sahip olduğunu düşündüm ve yeryüzü gezegenindeki bu zenginliğin nasıl büyük bir tehdit altında olduğunu aklımdan geçirerek ürperdim. Batı'nın daha çok refah ve maddi zenginlik uğruna empoze ettiği kültürü giderek tasfiyeci bir niteliğe bürünüyor, söz konusu beşeri çeşitliliği yok ediyor. Moldovalı bir kızla Mozambikli bir kızın kıyafetleri tamamen farklı. Hangi kadim kültür ve dine mensup olursa olsunlar, geleneksel kadın kıyafetlerinin neredeyse tümünde "el, yüz ve ayaklar hariç vücut örtülüdür". Bazı Afrikalı kabileler müstesna. Bu, dinlerin kadın bedeni ve tesettür konusunda ortak bir anlayışa sahip olduğunu göstermektedir. Afrika'daki 'ilkel' olduğu öne sürülen kabileler hariç, medeniyet geliştikçe kadın tesettüre girmekte, ilkelleştikçe beden teşhire ve kitlesel cinsel tüketime sunulmak üzere açılmaktadır. Modern Batı'nın kadın beden algısı ile 'ilkel kabile' beden algısı şaşırtıcı biçimde benzeşmektedir. Batı, sadistçe dürtülerle bütün dünyayı kendine benzetmeye çalışıyor, yeryüzünün çeşitliliğini yok ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder