5 Ekim 2010

Okudukça: Peygamberin Kardeşleri

“Peygamberin Kardeşleri” Abdullah Aymaz’dan sonra aradığım ve uğradığım Kur’an ayetleri ve Risalelerden yola çıkarak günlük hadiseler etrafında tefekkür yolculuğuna çıkılabilecek bir kitap. Yazarı Metin Karabaşoğlu. Kitap elime geçer geçmez okumaya karar verdim zira yıllar önce Risale Okumaları isimli bir başka eserini okumuştum ve bu aradığım çizgide bir kitaptı o da. Dolayısıyla aradığım tarzda bir kitabı bulduğumu hemen anladım.

Kitap yazarın günlük hayatta yaptığı gözlemlerden yola çıkarak yaptığı tefekkür yolculuklarını içeren denemelerden oluşuyor. Kitaba ismini veren ilk deneme Peygamber Efendimizin ‘ahir zamanda gelecek kardeşlerim’ diye hitap ettiği günümüz gençleri etrafında yaptığı tefekkür ve gençleri anlama adına yaptığı empati çalışmalarından oluşuyor. Yaptığı tespitler oldukça güzel. Metin Karabaşoğlu cd ve kitap satan dükkanları dolaşıyor ve ‘gençlerin aradığı’nın ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Zengin olmak, cinsellik, itibarlı olmak, kendini boşlukta hissetmemek vs.. gibi kavramlar arasında dolaşırken bir anda Kuran’daki kıssalardan gençlere yönelik pek çok örneği ardı ardına sıralayıveriyor ve ben bunu daha önce nasıl düşünmemiştim dedirtiyor size.


Melekût Savaşları isimli ikinci denemesinde dünyada her şeyin bir madde, mülk boyutu olduğu gibi bir de melekût boyutu olduğundan bahsediyor. Sonrasında da şeytanın kendine asli vazife olarak mülk boyutundan ziyade melekût boyutunu ele aldığını ve maddiyatçı bir yaşam tarzının baskısından boğulacak hale gelmiş ve kendini maneviyata aç hisseden insanlara sahte melekûtlar sunarak onları yoldan çıkardığını savunuyor. Reenkarnasyondan başlayarak bütün doğu mistisizmi ve yeni dinlerin ortaya çıkışı, Satanizm, Bahailik, Yoga, New Age, gibi akımların buradan çıktığını çok güzel analizlerle aktarıyor.

Yüksek Fikir Alçalışları isimli üçüncü denemede ise Allah’ın Cemal ve Celal isimlerinden yola çıkarak risalelerde geçen Kebir-i Kemal isminin ne demek olduğu üzerine bir tefekkür yolculuğuna giriyor. Kemal isminden namaza geçiyor ve namazdaki Allahuekber sayısının niye çok olduğuna yönelik bir analize giriyor. Yazıları okurken şunu kavrıyorsunuz; Karabaşoğlu bu yazıları birkaç günde yazmamış. Bir düşünce yolculuğunun sonucu bu fikirlere ulaşmış ve bu yolculuğu az çok görebiliyorsunuz. Bu benim çok hoşuma gitti açıkçası.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder