15 Kasım 2010

Okudukça: Üç Silahşörler


Kitabı bir ay kadar önce elime aldığımda çocukluk yıllarımda bulmuştum kendimi. 90ların başında henüz okula gitmez iken TRT’de yayınlanan Üç Silahşörler isimli çizgi filmi izlerdim. Türkiye’deki pek çok kişi gibi “Atos, Portos, Aramis” üçlüsüyle o zamanlar tanışmıştım ben de. Ve tabii ki yine pek çoğumuz “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için!” sloganını hemen ezberleyivermiştik. Köyde çocuklarla bir çete(!) kurduğumuzu hatırlıyorum. Bu slogan altında birbirimizi kollayıp gözetecek, büyük çocukların bizi dövmelerine izin vermeyecektik. Bu sloganları attığımız o vişne bahçesi ve tahta kılıçlarımız geldi aklıma şimdi de. Hey gidi günler diyebiliyormuş insan daha 30’una girmeden.

Alexander Dumas’ın aşk, entrika ve macera dolu romanı Üç Silahşörler, yazarın en önemli eserlerinden biri. Edebiyat tarihinin en büyük klasiklerinden biri olan kitabı okurken sık sık çok kaliteli bir aksiyon filmini izliyormuşum hissine kapıldım. 650 küsur sayfada işlenilen ana karakterler o kadar ayrıntılı ve derinlemesine anlatılmış ki şu an sanki onlar dışarıda tanıdığım insanlardan bazılarıymış gibi geliyor.

Bilge Athos, gösteriş meraklısı Porthos, dindar ve kibar Aramis ve onlara katılan cesur Gaskonyalı D’artagnan. Kralın silahşörleri Kraliçe, İngiltere, Kral, Kardinal Richelieu ve Milady de Winter arasında maceradan maceraya koşuyorlar. Tarihi bir roman olan eserin 17. yüzyılda gerçekten yaşamış olan D’artagnan isimli bir subayın anılarından etkilenerek yazıldığı ve devamı suretinde iki roman daha yazılarak bir üçleme haline getirildiği söyleniyor.1 Ama ilki klasikler arasında kalabilmiş. Üstelik kitabın ana kahramanı D’artagnan iken niye kitaba Dört Silahşörler değil de Üç Silahşörler denildiğini de böylece kavramış oluyoruz.



1 yorum:

  1. cocukluk yıllarımda okumus oldugum bir eser. atos portos aramis ve d'artanyan

    YanıtlaSil