26 Nisan 2010

Sinema: A Serious Man

Coen Kardeşler’in bu zamana dek iki filmini izlemiştim. The Man Who Wasn’t There ve No Country for Old Men.İki filmi de büyük umutlarla izlemiştim. Özellikle ikincisi en iyi film Ocarını almıştı. Ama açıkçası ikisinin sonunda da “Bu muydu, ne oldu ki?” gibi sorular belirmişti zihnimde.

A Serious Man’in DVD’sini elime aldığımda artık büyük hayaller kurmuyordum. Çünkü her ne kadar bu film son Oscarlarda en iyi on film arasına girdiyse de bir Coen Kardeşler yapımıydı ve onların tarzı ve sinema anlayışları göz önüne alınarak izlendiğinde zevk alınabilecek bir filme benziyordu. Ben de öyle yaptım ve belgesel izler gibi izledim. Hakikaten belli yerleri hoşuma gitti, belli yerlerinde de burası niye böyle oldu ki diye sordum kendi kendime. Diğer filmleri nasıl bilmiyorum çünkü Fargo, Barton fink, Big Lebowski gibi izlemediğim ünlü filmleri var ama izlediğim üç filmde de ve özellikle de A Serious Man’de çok yoğun belirsizlik var. Ne olacağı belli değil. Sonuç iyi mi bitiyor yoksa kötü mü o da belli değil, zira film bitmiyor. Filmin en başındaki ana hikayeden kopuk bölüm de aynı. Oradaki karakter ölü mü değil mi anlayamıyoruz.

Filmin konusuna gelirsek, 60’lı yıllarda ABD’de bir Yahudi kasabasında yaşayan bir fizik profesörünün hayatında üst üste gelen absürd diyebileceğimiz sıkıntılar ve bunları bir türlü çözemeyip depresyoa girmesi anlatılıyor. Filmde karısı, karısının aşık olduğu adamın pişkin ve yüzsüz istek ve tavırları, çocukları, ağabeyi, Koreli bir öğrencisi ve onun babası, fakültede kim olduğu belli olmayan bir adamın tehdit mektupları, arazisini gasp eden komşusu vs herkes bu adamın üzerine gidiyor ve o da kimseye sesini çıkaramıyor. Gittiği hahamlar ise saçmalayıp kafa karıştırmaktan başka hiçbir yardımda bulunamıyorlar.

Bu arada koreli öğrenci üzerinden açık bir ırkçılık ve aşağılama da var. Eğer o öğrenci Koreli değil de Türk olsaydı, inanın aylardır bu filmi konuşuyor olurduk.

Tam bunalım noktası zirveye çıktı derken işler düzelir gibi oluyor ama yine aniden bir telefon alıyor ve işler kötüye gidiyor.(Daha doğrusu biz öyle tahmin ediyoruz zira film anlamsız bir şekilde burada bitiyor)
Bu film bence sadece Yahudi kültürünü anlatışı ve ona getirdiği eleştiriler açısından izlenebilir ve izlenmeli. Bu açıdan bakınca yoğun göndermeler ve eleştiriler var. İçinde Yahudi olup da mağdur edebiyatının yapılmadığı ender filmlerden. Bir de Amerikan rüyasının klasik iki katlı bahçeli evleri, düz geniş sokakları ve çim bahçeleri içeren sahnelerini seviyorsanız, birebir.

Film hakkında daha ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder