22 Nisan 2010

Okudukça: Yarınki Türkiye


Nurettin Topçu'nun Yarınki Türkiye'sini okumaya devam ediyorum. Dili oldukça ağır geliyor bana. Ama bu ağırlık daha çok benim meselelere aşina olmamamdan kaynaklanıyor. Eserde derin bir felsefe ve sosyoloji birikimi var.Yazarı okudukça hayran kalıyorum. 'Üstad' ünvanını sonuna kadar hak eden bir zat olduğunu hissediyorum okudukça.İşte 44. sayfadan bir alıntı:

"Masal ve efsane, kalbini kullanma kudreti olmayan insanın kendini avutma ihtiyacından doğmuştur. Allah'a kalbiyle yaklaşamayanlar, mitolojiyi ve dinlere sokulan efsaneleri icad etmişlerdir. Bütün cemiyet hayatı, efsanelerle doludur. Peygamberlerin hayatına kadar sokularak onları kalbin gözünde küçültücü masallar, dinin malı değil halkın icadıdır. Tarihe sığınan bütün mazi efsanelerle doludur.İnsanlığın tarihi, bazı gerçek olayların çerçevesine sokulmuş, sürekli efsanelerin tarihidir demek hiç de mübalağa olmaz. Tarihin büyük adamlar diye tasavvurlarımıza yüklediği, güya insanüstü ve muhteşem çehreler, yakından incelenirse, pek büyük çoğunluğu bakımdan bayağı varlıklardır. mitoman muhayyilemiz, onları büyütmüş, yarı ilâhlar mertebesine yükseltmiştir. Sakın Sezar'a veya Neron'a yaklaşmayın. Bir hırsızın tereddütleriyle psikopat bir katilin korkklıklarından başka birşey göremiyeceksiniz.İskender'le Napolyon'un yüzlerindeki büyüklük maskelerini sakın koparmayınız. Altından şımarık bir çocukla, âlim ve filozofları tokatlayan bir külhanbeyin çehresi fışkıracaktır. Tarih kitaplarını süsleyerek yedi yaşından itibaren bütün dünyanın çocuklarınayalan sunan bu sahte büyüklük simaları, insanlığın anlı şanlı mitolojisinin kahramanlarıdır. Nesillere sunulan bu tarihî yalandan, insanlığın yine kendisi mesuldür. Esasen bu sahte büyükler, cemiyet adamları arasında başa geçme fırsatını bulabilenlerdir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder