26 Nisan 2010

Futbol Kahramanlarım: Ole Gunnar Solskjaer

Çocukluğumun futbol kahramanlarını yazmaya devam ediyorum. Tore Andre Flo ve Patrick Kluivert’ten sonra sırada Manchester United’in unutulmaz golcüsü Norveçli Ole Gunnar Solskjaer var.

Onu ilk tanıdığımda ilkokul beşinci sınıfa devam ediyordum. Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’nde Manchester United ile eşleşmişti. O zamanlar Manchester United bir efsaneydi. Kimse ‘Mançester Yunaytıd’ diyen amcaları yadırgamıyordu henüz. Kadrosunda 13 tane yabancı oyuncunun bulunmasına akıl sır erdiremiyor, vay be diyorduk. Artık 20 yaşın altındakilerin pek tanıyıp bilmedikleri Cantona, Schmeichel , Ince, Irwin, Keane ve Andy Cole gibi oyuncuların yanında, bugünün yaşlıları olan Scholes, Beckham ve Giggs gibi isimler daha gençliklerinin baharını yaşıyorlardı. İşte o kadroda forvet olarak yer alan oyunculardan biri de Solskjaer’di. Kırk yıl sonra Old Trafford’daki ilk hezimeti yaşayan kadroda da yer alıyordu.

O zamanlar ve sonrasında 2004’lere kadar İngiltere Ligi’ni izleme imkanımız yoktu. (Galiba Digitürk veriyordu). Manchester United ve Premiere Lig maçlarının ancak özetini izleyebilirdik. Solskjaer, Dwight Yorke, Andy Cole ve Teddy Sharingham gibi forvetlerin yanında genelde ilk onbire giremez ve yedek başlardı. Ancak oyuna girdiğinde de hep gol atardı (Birkç yıl önceki Semih Şentürk gibi). Biz de sadece özetleri izlediğimiz için onu takımın en önemli oyuncularından sanırdık. Gerçekten de önemli bir oyuncuydu. 1999 yılında Şampiyonlar Ligi Kupası’nı United’e getiren son saniye golünü attığında kariyerinin zirvesindeydi.

O yıllarda ne hikmetse Norveçli forvetleri çok severdim. Tore Andre Flo’yu daha önce yazmıştım.Tottenham’dan Iversen de favorilerimdendi.(Valencia’daki haliyle Carew ve John A.Riise’yi de bunlardan sonraki kuşak sevdiğim Norveçliler arasına koyalım).

Neredeyse her spikerin adını farklı telaffuz ettiği Solskjaer, 2007’de futbolu bırakmış ve şu an Manchester United’in rezerv takımını yönetiyormuş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder